Selam ben barbara. 19 yaşındayım. babamla büyük bir malikanede
yaşıyorum.annem 1 sene önce trafik kazasında öldü.babam bana o öldüğünde söz
vermişti,’annen öldükten sonra kimse ile çıkmayacağım’ bu sözü tutmasını umutla
bekliyorum.
Saat 5’ti. Ben ise
hala yatağımda twitter’la uğraşıyordum. Odamın kapısı tıklandı. Yüksek bi sesle
‘ girin ‘ diye bağırdım. Hizmetçilerden biri; barbara hanım pattie mallete ve
oğlu geleceklermiş . babanız hazırlanmanızı istiyor. Nereden çıktı bu? Ayrıca Justin
neden geliyor???
…
Üstüme beyaz mini bi elbise giydim. Altına simli , topuklu
bi ayakkabı giydim. Ve babamın yanına indim. “babacım,pattie neden geliyor?” “
justin ve sana bi süprizimiz var!” “iyi bi sürpriz olmasını bekliyorumJ” dedim ve tam odadan çıkıyodum
ki babam “geldiler” diye haykırdı. Korktuğumdan bi tane tokat attım kendime.
Babam yavaş yavaş aşağı indi. Bende arkasından indim. Babam 32 diş sırıtarak
kapıyı açtı. Ben ise suratıma normal bir gülümseme ile Pattie ve Justin’e
baktım. Babam patttie çok samimi bir şekilde sarıldı. Bende justin’e sarıldım
ve öptüm. Sonra içeri geçtik. Babam “nasılsın Pattie?” “iyiyim michel sen”
“sağol iyiyim. Justin sen nasılsın?”. Justin “iyiym efendim siz?” “sağol.yemeğe
geçelim mi?” pattie “olur” dedi ve yemeğe geçtik. Babam ve pattie başa oturdu ,
ben ve justin karşılıklı oturduk. Justin benim sınıf arkadaşım. Kankayız
diyebilirim. O benim bütün sırlarımı bilir, bende onunkileri. Çok samimi,tatlı
ve yardımseverdir. Babam sadece onu tanıdığı için genelde onla takılmamı
söyler. Neyse hizmetçiler yemeklerimizi getirdi ve yemeklere başladık. Çok aç
değildim ya da yemek yiyesim yoktu. O yüzden yarısını bıraktım.
..
Yemekler bitmişti. Koltuklara döndük tekrar. Biraz
konuştuktan sonra pattie ve babam ayağa kalktı. Pattie “justin,barbara”
yutkunup “biz evlenmeye karar verdik” dedi. O an noldunu şaşırdım ve ayağa
kalktım. Çaktırmadan justin’e baktım . hafiften bozulmuştu. Konuşmaya başladım
“baba, sen bana söz vermemişmiydin? Hani annem öldüğünde başka bir kadınla
evlenmeyeceğim diye… neden onla evlenmeye kalkıyosun, sözünü tutmayı
bilmiyomusun?” dedim bağirarak. “ilk başta sesini azalt” “sesim şu an umrumda
değil. Ya o gerizekalıyı seçersin ya da beni karar ver “ “düzgün konuş “ dedi
babam bağırarak. “konuşmasam nolur?” dedim babam gözlerinden alev fışkırarak
bana tokat attı. Attığı an kafam vurmanın etkisiyle yana savruldu.”kendi
kararın” deyip evden çıktım. Yaşlar gözümden boncuk boncuk akıyordu. Hıçkıra
hıçkıra ağlayarak evin uzun bahçesinden dışarı çıkmaya çalışıyordum. Ve sonunda
başardım.
JUSTİN’İN AĞZINDAN
Barbara’nın arkasından çıktım. Kapıya doğru giderken
duraksadım ve “size mutluluklar” dedim. Koşarak sokağa çıktım. Barbara yavaş
yavaş yürüyordu. Arksaından bağırdım “dur” diye. O da duraksadı. Ve arkasını
döndü. Koşarak yanına gittim.
BARBARA’NIN AĞZINDAN
Justin’in bana bağırmasıyla duraksadım. Koşarak yanıma
geldi. “iyi misin barbara?” diye sordu. Bende ağlamaktan sadece başımı
sallayabildim. “gel buraya prenses” diye beni kollarının arasına aldı. Bende
ona sarıldım. “ister misin evlenmelerini?” “bilmiyorum” dedim titrek bir sesle.
“hem evlenirseler üvey kardeş oluruz. Nasıl olur?” “güzel olur da babam bana
söz vermişti annem öldüğünde ‘başka kadınla asla evlenmem’diye. Ama bana söz
vermeseydi ben ona bu tepkileri vermezdim. Haksız mıyım?” “haklısın ama hayatta
her söz tutulmaz. Sen de biliyorsun.” “ bana verdiği söz kadar kolay bir şey yok”
“kalp işte olup olmadık zamanlarda birisine tutulur.” “haklısın” dedim.
Justin’le konuşmak az da olsa ağlamamı dindirmişti. Onla konuşmak beni hep
rahatlatır. “Hadi gel eve girelim şimdi yoksa üşüteceksin.” “tamam” deyip eve
doğru yürümeye başladık. Bizi böyle dışarıdan görenler sevgili zannedebilirler
desem tam olur.
Eve girdiğimiz babam ve pattie konuşuyorlardı. Ben ise
onlara aldırmadan odama çıktım. Ne zaman bir şeye kızsam ya da üzülsem odam
beni hep rahatlatır. İyiki beyaz yapmışım odamıJ. Dolabımın üstündeki kutuyu
alıp açtım. Bu sırada kapı çaldı. Gir diye bağırdım. Kapı açıldı ve içeriye
justin girdi. “napıyorsun?” “eski resimlere bakıyorum.” “benimde bakmamda bir
mahsur var mı?” “hayır gel bakalım.”dedim ve justin yatağıma yanıma oturdu.
Kutunun içini açtım ve resimleri çıkardım. Canım annem ve benim resimlerim. Ben
bakarken justin de benle birlikte bakıyordu.o sırada göz yaşlarım birikti.
Tutamadım ve ağlamaya başladım. Gözlerim buğusundan anca görebiliyordum ama az
da olsa anneme özlemimi azaltıyodu. Justin “ sen ağlıyor musun?” diye sordu.
Ben cevap vermeyince eğilip suratıma baktı. “yaaaa olmuyor ama “ deyip bana
sarıldı. “ tamam ağlamıyorum” dedim ve gözyaşlarımı sildim. “bir daha yanımda
ağlarsan bende oturur senle birliklte ağlarım ha” dedi bende gülmeye başladım.
“şöyle gül birazcıkJ”.
Bu çocuk gerçekten beni rahatlatıyor.
“hadi canım gel aşağıya inelim” “ama jus-“ demeden lafımı
kesti.” Ama justin mama justin yok” “yaaaa” dedim ve justin beni kucakladı.
“bırak beni” dedim ve kızgınla komik arası bir surat yaptım. “ben sana dedin
ititraz yok diye. Çok sabırsızım ama.” Merdivenlerin başında beni indirdi
“indirmessem baban aramızda ilişki var diye boş yere sana kızacak” “haklısın
bay Bieber” dedim ve güldüm. birlikte merdivenlerden indik ve benim suratımı
yine somurtkanlık kapladı. Tekrar koltuğa oturduk. Justin’e baktım. Suratını
birden somurttu. Sonra gözlerini şaşı yaptı. Benim taklidimi yaptı aptal.
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Babam ve müstakbel karısı yani beni üvey
annem bizi umursamadan konuşuyorlardı. Sonra onları dinlemeye başladım. Babam
“bizde kalsanıza akşam. Nasıl olsa yarın cuma. Hem yatacak yerimizde çok. Olmaz
mı?” “teşekkürler michel am-“ “ hadi lütfen!” “ peki kalıyoruz” dedi. Öf baba
ya. “ ben hemen sizin kalcağınız odayı temizletiyorum” teşekkür ederim
michel””justin’ le senin odan ayrı mı olsun?” “lütfen”. Ayağa kalktım ve “
yarın benim sınavım var yukarda biraz çalışacağım. Size iyi geceler” deyip
odama çıktım. Justin “bende senle çalışabilirmiyim? Biliyorsun benim de yarın
sınavım var.” “gel hem beni çalıştırırsın.” Dedim ve justin’le yukarı çıktık.
“hadi iyi çalışalım. Nasıl olsan son lanet fizik sınavı .
Bunu geçemessek sınıfta kalırız biliyosun.”dedim. “kitapların var mı?” “evet
bunlar” dedim ve kitaplarımı çıkardım.”peterson’ın dilinden kurtulamayız
geçemessek” dedi. “aynen öyle. “hadi bu
kadar çene yeter barbara’cım çalışalım artık istersen.” “aptal konuşan ben
değilim ki sensin”dedim ve küçük bi kahkaha attım.”özür dilerim barbara hanımJ”. Çalışmaya
başlamıştık. Justin konuyu bana anlatıyor arada da beni kontrol etmek için
sorular soruyordu.
2 SAAT SONRA
“Justin çok karnım acıktı ve başım dönüyor” “iyi misin?”
“sanmıyorum” “gel bir şeyler atıştıralım aşağıda.” “olur”. Birlikte
merdivenlerden aşağı iniyorduk. Bir an çok fena başım döndü ve yere çömeldim.
“barbara iyi misin?”. Justin bir anda yanıma çöktü. Bir eliyle elimi diğer
eliyle de belimden tuttu. Birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım. “barbara beni
duyuyor musun , iyi misin?”. Gözlerimi
açtım ve başımı evet anlamında salladım. Justin’in yardımıyla ayağa kalktım.
Merdivenlerden inerken justin bir eliyle elim , diğer eliyle ise belimden tuttu tekrar. 3
kat aşağı indiğimizde mutfak ve hizmetçilerin odaları vardı. Direk mutfağa
geçtik ve masaya oturduk. Dirseklerimi masaya dayayıp başımı ellerime koydum.
“barbara sen iyi olduğuna emin misin?” “evet justin bir şeyim yok sadece başım dönüyor.
Sakin ol birazcık.” “seni hastaneye
götürmemi ister misin? Serum falan takarlar ya da ne biliyim iğne
yaparlar.” “justin abartma istiyorsan. iyiyim dedim ya bir şeyim yok.” “peki”.
Ayağa kalktım ve dolaptan bisküvi aldım. Tabak çıkartıp içine boşalttım. Sonra
dolaptan süt çıkardım. Bardaklara koyup masaya götürdüm. Justin’le ikimiz
yemeye başladık.”teşekkür ederim” “afiyet olsun”. “yarın ki sınava hazır
mısın?” “evet sayende, teşekkür ederim”
“sorun değil”. Bisküvileri bitirdikten sonra tabak ve bardakları
lavaboya koydum. Birlikte yukarı çıktık. “justin bahçeye çıkalım mı? Hem biraz
hava alırız” “senin için iyi olcaksa tamam” birlikte havuz başına çıktık.
Şezlonglardan birine ben, birine de justin oturdu.”barbara sen yarın okula bu
halde gidebilir misin?” “ne var benim halimde?” “başın falan dönüyor, suratın
beyazlamış.” “ne olacak justin giderim.”. justin yanıma oturdu ve kolunu omzuma
attı “ bazen çok tatlı bazen de çok cadı oluyorsun” “aaaa cadı moralimi
bozuyosun. Ama tatlı uydu bak”ikimizde gülmeye başladık.”hadi yatalım barbara
yarın kalkamassın yoksa sınava uykulu mu girceksin?” “hadi yatalım o zaman J”
SABAH
Sabah kalktığımda odamı güneş ışıkları hükum etmişti.
Esneyerek ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Birkaç saniye durduktan sonra
odamdaki banyoya girdim. Duş aldım ve dişlerimi fırçaladım. Bornozlu halde
dolabımı açtım. Kot short, bol mor tişört ve altına beyaz converse çıkardım.
Kıyafetlerimi kenara koyduktan sonra bornozu çıkardım. İç çamaşırlarımı
giydikten sonra saçımı havluya sardım. Sonra üstümü giyindim. Saçımı taradıktan
sonra kuruttum ve kendi haline bıraktım. Düz olduğu için şanslıyım çünkü
düzleştirmeme gerek kalmıyor. Telefonmu ve kitaplarımı yatağın üstüne
fırlattıktan sonra dolabımdan çantamı çıkartıp içine koydum. Aynaım karşısına
geçerek çok az rimel sürüp channel parfümümü sıktıktan sonra boy aynamdan
kendime baktım ve içimden “tamam” dedim. Çantamı takıp aşağı indim. Babam ,
pattie ve justin kahvaltı ediyorlardı.”ben çıkıyorum” diye bağırdım ama sesim
çok çıkmadı. Justin “beni bekle birlikte gidelim” “tamam bekliyorum” deyip koltuğa
oturdum. Çantamdan telefonumu çıkartıp Miranda’ya mesaj attım;
Nerdesin bebeğim? ???
JJ
(MESAJLAŞMA)
2 dakika sonra cevap geldi;
Okula gidiyorum sen??
Justin’le çıkıyoruz şimdi……
Neeeee sevgili mi oldunuz??
Hayır Miranda evden çıkıyoruz okula doğru geliyoruz
anlamındaJve
ayrıca benim sevgilim var ^…^
Tamam pardon öpüyorum byyy…
Byyyy…
“Justin biraz hızlı” “tamam barbara””ben arabamı
çıkarttırıyorum” “tamam geldim”. Dışarı çıkıp arabamı istedim. Kısa sürede
geldi. Sürücü koltuğuna oturdum justin de yanıma oturdu.
“bakalım nasıl bir sürücüsün barbara hanımJ” “görürsün” dedim ve
evden çıktık. Evin önündeki sokakta bir kestirme yol vardı ordan girdim ve 15
dakikada okulda olduk. “çok hızlısınız bayan” “teşekkürler” dedim ve arabayı
park ettim. Okula girdiğimizde yine kavga vardı. Okulun kabadayısıyla ,ineği
dövüşüyorlardı. Ben onlara aldırmadan sınıfa girdim. Miranda sırada oturmuş
mesajlaşıyordu. Gizlice yanına gidip “ne çok işiniz var sizin miranda hanım”
“sorma barbara balo kıyafetlerimi ayarlamaya çalışıyorum.” “yaaa lanet olsun
baloyu ben unuttum! Balo ne zaman bu arada?” “2 hafta sonra” “neyse ben
kıyafetimi ayarlatırım” “hadi geç otur istiyorsan ayakta kalma” “tamam”.
Mirandayla birliklte kantine indik. “e canım ne
gelişmeler oldu dün?” “sorma o kadar çok şey oldu ki… anlatamam” “hepsini
istiyorum anlatmaya başla” “tamam. Dün justin ve annesi bizim eve geldi. Yemek
falan yedik sonra pattie ve babam kalktı “çocuklar biz evlenmeye karar verdik”
diye. Sonra ben salak gibi kalktım laf edince babamdan tokatı yedim. Sonra
ağlaya ağlaya dışarı çıktım. Justin arkamdan geldi falan benim ağlamamı
dindirdi. Daha sonra resimlerime baktık, ders çalıştık, havuz başına indik
falan felan. Sonra da buraya geldik.:) that’s all” “oha sen justin bieber’la
üvey kardeş mi olcaksın yani????” “evet noldu ki””o sana aşık bilmiyor musun?”
“ne?” “sakın bilmiyorum deme bana “ “bilmiyorum” “kızım Dylan olmasa sana
asılır o ya “ “manyak mısın” “hayır kendisi bana demişti ben barbara’ya aşığım
diye. Var ya sen çok şanslısın ha okuldaki bütün kızların aşık olduğu çocuk hem
sana aşık hem de senin üvey kardeşinü olcak “ “yoksa yoksa” “ne yoksa?” “sende
mi ona aşıksın?” “hayır tabi ki de””iyi en iyi arkadaşım bieber fever’a
yakalanmamışJ”
“saçmalama”. Sonra…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder