17 Haziran 2013 Pazartesi

new life 1. bölüm

Selam ben barbara. 19 yaşındayım. babamla büyük bir malikanede yaşıyorum.annem 1 sene önce trafik kazasında öldü.babam bana o öldüğünde söz vermişti,’annen öldükten sonra kimse ile çıkmayacağım’ bu sözü tutmasını umutla bekliyorum.
 Saat 5’ti. Ben ise hala yatağımda twitter’la uğraşıyordum. Odamın kapısı tıklandı. Yüksek bi sesle ‘ girin ‘ diye bağırdım. Hizmetçilerden biri; barbara hanım pattie mallete ve oğlu geleceklermiş . babanız hazırlanmanızı istiyor. Nereden çıktı bu? Ayrıca Justin neden geliyor???
Üstüme beyaz mini bi elbise giydim. Altına simli , topuklu bi ayakkabı giydim. Ve babamın yanına indim. “babacım,pattie neden geliyor?” “ justin ve sana bi süprizimiz var!” “iyi bi sürpriz olmasını bekliyorumJ” dedim ve tam odadan çıkıyodum ki babam “geldiler” diye haykırdı. Korktuğumdan bi tane tokat attım kendime. Babam yavaş yavaş aşağı indi. Bende arkasından indim. Babam 32 diş sırıtarak kapıyı açtı. Ben ise suratıma normal bir gülümseme ile Pattie ve Justin’e baktım. Babam patttie çok samimi bir şekilde sarıldı. Bende justin’e sarıldım ve öptüm. Sonra içeri geçtik. Babam “nasılsın Pattie?” “iyiyim michel sen” “sağol iyiyim. Justin sen nasılsın?”. Justin “iyiym efendim siz?” “sağol.yemeğe geçelim mi?” pattie “olur” dedi ve yemeğe geçtik. Babam ve pattie başa oturdu , ben ve justin karşılıklı oturduk. Justin benim sınıf arkadaşım. Kankayız diyebilirim. O benim bütün sırlarımı bilir, bende onunkileri. Çok samimi,tatlı ve yardımseverdir. Babam sadece onu tanıdığı için genelde onla takılmamı söyler. Neyse hizmetçiler yemeklerimizi getirdi ve yemeklere başladık. Çok aç değildim ya da yemek yiyesim yoktu. O yüzden yarısını bıraktım.
..
Yemekler bitmişti. Koltuklara döndük tekrar. Biraz konuştuktan sonra pattie ve babam ayağa kalktı. Pattie “justin,barbara” yutkunup “biz evlenmeye karar verdik” dedi. O an noldunu şaşırdım ve ayağa kalktım. Çaktırmadan justin’e baktım . hafiften bozulmuştu. Konuşmaya başladım “baba, sen bana söz vermemişmiydin? Hani annem öldüğünde başka bir kadınla evlenmeyeceğim diye… neden onla evlenmeye kalkıyosun, sözünü tutmayı bilmiyomusun?” dedim bağirarak. “ilk başta sesini azalt” “sesim şu an umrumda değil. Ya o gerizekalıyı seçersin ya da beni karar ver “ “düzgün konuş “ dedi babam bağırarak. “konuşmasam nolur?” dedim babam gözlerinden alev fışkırarak bana tokat attı. Attığı an kafam vurmanın etkisiyle yana savruldu.”kendi kararın” deyip evden çıktım. Yaşlar gözümden boncuk boncuk akıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak evin uzun bahçesinden dışarı çıkmaya çalışıyordum. Ve sonunda başardım.

                                                               JUSTİN’İN AĞZINDAN
Barbara’nın arkasından çıktım. Kapıya doğru giderken duraksadım ve “size mutluluklar” dedim. Koşarak sokağa çıktım. Barbara yavaş yavaş yürüyordu. Arksaından bağırdım “dur” diye. O da duraksadı. Ve arkasını döndü. Koşarak yanına gittim.

                                                  BARBARA’NIN AĞZINDAN         
Justin’in bana bağırmasıyla duraksadım. Koşarak yanıma geldi. “iyi misin barbara?” diye sordu. Bende ağlamaktan sadece başımı sallayabildim. “gel buraya prenses” diye beni kollarının arasına aldı. Bende ona sarıldım. “ister misin evlenmelerini?” “bilmiyorum” dedim titrek bir sesle. “hem evlenirseler üvey kardeş oluruz. Nasıl olur?” “güzel olur da babam bana söz vermişti annem öldüğünde ‘başka kadınla asla evlenmem’diye. Ama bana söz vermeseydi ben ona bu tepkileri vermezdim. Haksız mıyım?” “haklısın ama hayatta her söz tutulmaz. Sen de biliyorsun.” “ bana verdiği söz kadar kolay bir şey yok” “kalp işte olup olmadık zamanlarda birisine tutulur.” “haklısın” dedim. Justin’le konuşmak az da olsa ağlamamı dindirmişti. Onla konuşmak beni hep rahatlatır. “Hadi gel eve girelim şimdi yoksa üşüteceksin.” “tamam” deyip eve doğru yürümeye başladık. Bizi böyle dışarıdan görenler sevgili zannedebilirler desem tam olur.
Eve girdiğimiz babam ve pattie konuşuyorlardı. Ben ise onlara aldırmadan odama çıktım. Ne zaman bir şeye kızsam ya da üzülsem odam beni hep rahatlatır. İyiki beyaz yapmışım odamıJ. Dolabımın üstündeki kutuyu alıp açtım. Bu sırada kapı çaldı. Gir diye bağırdım. Kapı açıldı ve içeriye justin girdi. “napıyorsun?” “eski resimlere bakıyorum.” “benimde bakmamda bir mahsur var mı?” “hayır gel bakalım.”dedim ve justin yatağıma yanıma oturdu. Kutunun içini açtım ve resimleri çıkardım. Canım annem ve benim resimlerim. Ben bakarken justin de benle birlikte bakıyordu.o sırada göz yaşlarım birikti. Tutamadım ve ağlamaya başladım. Gözlerim buğusundan anca görebiliyordum ama az da olsa anneme özlemimi azaltıyodu. Justin “ sen ağlıyor musun?” diye sordu. Ben cevap vermeyince eğilip suratıma baktı. “yaaaa olmuyor ama “ deyip bana sarıldı. “ tamam ağlamıyorum” dedim ve gözyaşlarımı sildim. “bir daha yanımda ağlarsan bende oturur senle birliklte ağlarım ha” dedi bende gülmeye başladım. “şöyle gül birazcıkJ”. Bu çocuk gerçekten beni rahatlatıyor.
“hadi canım gel aşağıya inelim” “ama jus-“ demeden lafımı kesti.” Ama justin mama justin yok” “yaaaa” dedim ve justin beni kucakladı. “bırak beni” dedim ve kızgınla komik arası bir surat yaptım. “ben sana dedin ititraz yok diye. Çok sabırsızım ama.” Merdivenlerin başında beni indirdi “indirmessem baban aramızda ilişki var diye boş yere sana kızacak” “haklısın bay Bieber” dedim ve güldüm. birlikte merdivenlerden indik ve benim suratımı yine somurtkanlık kapladı. Tekrar koltuğa oturduk. Justin’e baktım. Suratını birden somurttu. Sonra gözlerini şaşı yaptı. Benim taklidimi yaptı aptal. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Babam ve müstakbel karısı yani beni üvey annem bizi umursamadan konuşuyorlardı. Sonra onları dinlemeye başladım. Babam “bizde kalsanıza akşam. Nasıl olsa yarın cuma. Hem yatacak yerimizde çok. Olmaz mı?” “teşekkürler michel am-“ “ hadi lütfen!” “ peki kalıyoruz” dedi. Öf baba ya. “ ben hemen sizin kalcağınız odayı temizletiyorum” teşekkür ederim michel””justin’ le senin odan ayrı mı olsun?” “lütfen”. Ayağa kalktım ve “ yarın benim sınavım var yukarda biraz çalışacağım. Size iyi geceler” deyip odama çıktım. Justin “bende senle çalışabilirmiyim? Biliyorsun benim de yarın sınavım var.” “gel hem beni çalıştırırsın.” Dedim ve justin’le yukarı çıktık.
“hadi iyi çalışalım. Nasıl olsan son lanet fizik sınavı . Bunu geçemessek sınıfta kalırız biliyosun.”dedim. “kitapların var mı?” “evet bunlar” dedim ve kitaplarımı çıkardım.”peterson’ın dilinden kurtulamayız geçemessek” dedi. “aynen öyle. “hadi  bu kadar çene yeter barbara’cım çalışalım artık istersen.” “aptal konuşan ben değilim ki sensin”dedim ve küçük bi kahkaha attım.”özür dilerim barbara hanımJ”. Çalışmaya başlamıştık. Justin konuyu bana anlatıyor arada da beni kontrol etmek için sorular soruyordu.

                                                            2 SAAT SONRA
“Justin çok karnım acıktı ve başım dönüyor” “iyi misin?” “sanmıyorum” “gel bir şeyler atıştıralım aşağıda.” “olur”. Birlikte merdivenlerden aşağı iniyorduk. Bir an çok fena başım döndü ve yere çömeldim. “barbara iyi misin?”. Justin bir anda yanıma çöktü. Bir eliyle elimi diğer eliyle de belimden tuttu. Birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım. “barbara beni duyuyor musun  , iyi misin?”. Gözlerimi açtım ve başımı evet anlamında salladım. Justin’in yardımıyla ayağa kalktım. Merdivenlerden inerken justin bir eliyle elim  , diğer eliyle ise belimden tuttu tekrar. 3 kat aşağı indiğimizde mutfak ve hizmetçilerin odaları vardı. Direk mutfağa geçtik ve masaya oturduk. Dirseklerimi masaya dayayıp başımı ellerime koydum. “barbara sen iyi olduğuna emin misin?” “evet  justin bir şeyim yok sadece başım dönüyor. Sakin ol birazcık.” “seni hastaneye  götürmemi ister misin? Serum falan takarlar ya da ne biliyim iğne yaparlar.” “justin abartma istiyorsan. iyiyim dedim ya bir şeyim yok.” “peki”. Ayağa kalktım ve dolaptan bisküvi aldım. Tabak çıkartıp içine boşalttım. Sonra dolaptan süt çıkardım. Bardaklara koyup masaya götürdüm. Justin’le ikimiz yemeye başladık.”teşekkür ederim” “afiyet olsun”. “yarın ki sınava hazır mısın?” “evet sayende, teşekkür ederim”   “sorun değil”. Bisküvileri bitirdikten sonra tabak ve bardakları lavaboya koydum. Birlikte yukarı çıktık. “justin bahçeye çıkalım mı? Hem biraz hava alırız” “senin için iyi olcaksa tamam” birlikte havuz başına çıktık. Şezlonglardan birine ben, birine de justin oturdu.”barbara sen yarın okula bu halde gidebilir misin?” “ne var benim halimde?” “başın falan dönüyor, suratın beyazlamış.” “ne olacak justin giderim.”. justin yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı “ bazen çok tatlı bazen de çok cadı oluyorsun” “aaaa cadı moralimi bozuyosun. Ama tatlı uydu bak”ikimizde gülmeye başladık.”hadi yatalım barbara yarın kalkamassın yoksa sınava uykulu mu girceksin?” “hadi yatalım o zaman J”        

                                                                               SABAH
Sabah kalktığımda odamı güneş ışıkları hükum etmişti. Esneyerek ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Birkaç saniye durduktan sonra odamdaki banyoya girdim. Duş aldım ve dişlerimi fırçaladım. Bornozlu halde dolabımı açtım. Kot short, bol mor tişört ve altına beyaz converse çıkardım. Kıyafetlerimi kenara koyduktan sonra bornozu çıkardım. İç çamaşırlarımı giydikten sonra saçımı havluya sardım. Sonra üstümü giyindim. Saçımı taradıktan sonra kuruttum ve kendi haline bıraktım. Düz olduğu için şanslıyım çünkü düzleştirmeme gerek kalmıyor. Telefonmu ve kitaplarımı yatağın üstüne fırlattıktan sonra dolabımdan çantamı çıkartıp içine koydum. Aynaım karşısına geçerek çok az rimel sürüp channel parfümümü sıktıktan sonra boy aynamdan kendime baktım ve içimden “tamam” dedim. Çantamı takıp aşağı indim. Babam , pattie ve justin kahvaltı ediyorlardı.”ben çıkıyorum” diye bağırdım ama sesim çok çıkmadı. Justin “beni bekle birlikte gidelim” “tamam bekliyorum” deyip koltuğa oturdum. Çantamdan telefonumu çıkartıp Miranda’ya mesaj attım;
Nerdesin bebeğim? ???    JJ
(MESAJLAŞMA)
2 dakika sonra cevap geldi;
Okula gidiyorum sen??
Justin’le çıkıyoruz şimdi……
Neeeee sevgili mi oldunuz??
Hayır Miranda evden çıkıyoruz okula doğru geliyoruz anlamındaJve ayrıca benim sevgilim var ^…^
Tamam pardon öpüyorum byyy…
Byyyy…
“Justin biraz hızlı” “tamam barbara””ben arabamı çıkarttırıyorum” “tamam geldim”. Dışarı çıkıp arabamı istedim. Kısa sürede geldi. Sürücü koltuğuna oturdum justin de yanıma oturdu.
“bakalım nasıl bir sürücüsün barbara hanımJ” “görürsün” dedim ve evden çıktık. Evin önündeki sokakta bir kestirme yol vardı ordan girdim ve 15 dakikada okulda olduk. “çok hızlısınız bayan” “teşekkürler” dedim ve arabayı park ettim. Okula girdiğimizde yine kavga vardı. Okulun kabadayısıyla ,ineği dövüşüyorlardı. Ben onlara aldırmadan sınıfa girdim. Miranda sırada oturmuş mesajlaşıyordu. Gizlice yanına gidip “ne çok işiniz var sizin miranda hanım” “sorma barbara balo kıyafetlerimi ayarlamaya çalışıyorum.” “yaaa lanet olsun baloyu ben unuttum! Balo ne zaman bu arada?” “2 hafta sonra” “neyse ben kıyafetimi ayarlatırım” “hadi geç otur istiyorsan ayakta kalma” “tamam”.

Mirandayla birliklte kantine indik. “e canım ne gelişmeler oldu dün?” “sorma o kadar çok şey oldu ki… anlatamam” “hepsini istiyorum anlatmaya başla” “tamam. Dün justin ve annesi bizim eve geldi. Yemek falan yedik sonra pattie ve babam kalktı “çocuklar biz evlenmeye karar verdik” diye. Sonra ben salak gibi kalktım laf edince babamdan tokatı yedim. Sonra ağlaya ağlaya dışarı çıktım. Justin arkamdan geldi falan benim ağlamamı dindirdi. Daha sonra resimlerime baktık, ders çalıştık, havuz başına indik falan felan. Sonra da buraya geldik.:) that’s all” “oha sen justin bieber’la üvey kardeş mi olcaksın yani????” “evet noldu ki””o sana aşık bilmiyor musun?” “ne?” “sakın bilmiyorum deme bana “ “bilmiyorum” “kızım Dylan olmasa sana asılır o ya “ “manyak mısın” “hayır kendisi bana demişti ben barbara’ya aşığım diye. Var ya sen çok şanslısın ha okuldaki bütün kızların aşık olduğu çocuk hem sana aşık hem de senin üvey kardeşinü olcak “ “yoksa yoksa” “ne yoksa?” “sende mi ona aşıksın?” “hayır tabi ki de””iyi en iyi arkadaşım bieber fever’a yakalanmamışJ” “saçmalama”. Sonra…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder